Başlıklar
Aztekler Kimdir
Tarihin en enteresan medeniyetlerinden biri olan Aztekler Meksika bölgesinde hakimiyet kurmuşlardır. Bazı araştırmacılar Amerika kıtasında hüküm süren Aztek, Maya ve İnka gibi uygarlıkların Türk kökenli olduklarını belirtseler de bu görüşü destekleyen bilimsel kanıtlar bulunmamaktadır. 14. Yüzyıl ile 16 yüzyıl arasında hüküm süren Aztekler dini inanışları gereği Tanrıları için insan kurban eden bir topluluktur. Bu yönüyle birçok araştırmaya konu olmuşlardır.
Amerika kıtasında hüküm süren en büyük medeniyetlerden biri olan Aztekler ’in o bölgeye nereden geldikleri ve tarih sahnesine nasıl çıktıkları konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak bölgenin yerlisi olarak küçük koloniler halinde yaşadıkları ve zamanla güçlenerek büyük bir devlet kurdukları bilinmektedir. Kurulan devlet bu günkü Meksika topraklarında kurulmuştur. Başkentleri bu günkü Mexiko City’nin olduğu topraklarda kurulmuş olan Tenochtitlan şehri olmuştur. Dolayısıyla Aztekler bugünkü Meksikalıların ataları kabul edilmektedir.
Sosyal Hayat
Aztekler kurdukları imparatorlukla Amerika kıtasının büyük bölümüne hâkim olmuşlardır. Geçimlerini daha çok verimli arazilerde yaptıkları tarım faaliyetiyle sağlayan Aztekler Nahuva dilini resmi dil olarak kabul etmişlerdir. 16. Yüzyılla birlikte Amerika kıtasının keşfedilmesi ticaret konusunda da Azteklerin faaliyet göstermesini sağlamıştır. Aztekler ’de sınıflar arası farklılıklar bulunmaktadır. Sınıflar arası geçiş veya sınıf yükselmesi sosyal hayatta gösterilen önemli faaliyetlerin yanı sıra savaşlarda gösterilen üstün başarıya göre olabiliyordu.
Avcılık, el sanatları, işlemecilik gibi faaliyetler de Azteklerin geçim sağladıkları alanlardandır. Eğitim Aztek medeniyetinde son derece önemli idi. Özellikle çocuklar küçük yaştan itibaren eğitime başlar ve iyi bir birey olarak yetiştirilmeye çalışılırdı. Krallık olarak faaliyet gösteren Azteklerin başında Tlataoni ismini verdikleri kral bulunmuştur.
Dini İnanış
Aztek medeniyeti çok tanrılı bir inanışa sahiptir. Dini ritüellerine son derece bağlı olan Aztekler inanışları gereği dini ayinlerinde tanrılarına insan kurban etmişlerdir. Ancak bu kurbanın seçilmesi herhangi zorlama veya zulüm neticesinde değil dini inanışı gereği inanan kimsenin gönüllü olarak kurban olması şeklinde oluyordu. Bu yüzden en önemli ayin veya ibadet Tanrıya kurban olarak sunulmaktı. Ne kadar çok insan tanrılara kurban edilirse bereketin, bolluğun artacağına inanan Aztekler en çok tanrı olarak inandıkları güneş için kurban vermişlerdir.
Tanrılarına son derece bağlı olan Aztekler onlar için piramitler inşa etmişlerdir. Kaynaklarda belirtildiğine Aztekler tarafından inşa edilmiş olan Güneş piramidi tarihin en büyük piramidi kabul edilmektedir.
Ölülerini büyük bir saygıyla defneden Aztekler mezar olarak daha çok ölen kişilerin evlerinin bahçelerini kullanmışlardır.
Yıkılışı
- yüzyılda Amerika kıtasının Avrupa tarafından keşfedilmesi Aztek medeniyetinin de sonunu getirmiştir. İspanyolların Amerika’yı istila etmesi sonucunda Aztek medeniyeti yıkılmıştır. Aslında herhangi bir savaş veya çatışma neticesinde Aztekler yıkılmamışlardır. Aztek medeniyetinin sonunu getiren, Amerika’ya istila için gelenlerin taşıdıkları kızamık, çiçek, kabakulak gibi salgın hastalıklar sebebiyle yok olmuşlardır.
AZTEK AYİNLERİ: TANRILAR KURBAN İSTİYOR
Eski dönemlerde birçok topluluk enteresan adetlerle dikkat çekmektedir. Kültürel birikim ve dini inanışların meydana getirdiği bu enteresanlık günümüz insanları tarafından son derece hayret verici olarak algılanabilmektedir. İş bu enteresan olaylardan biri de Aztek ayinlerinde yaşanmaktadır. Aztekler ayinlerinde inandıkları tanrılara insan kurban ediyorlar bunu bir vazife ve borç olarak görüyorlardı. Bunun temelinde ise yine kalıplaşmış bir inanç sistemi vardı.
Aztek inanışına göre inanılan tanrılar dünyayı ve insanları var etmek yaratmak için kendi canlarını feda etmişlerdir. Bu sebeple tanrılara borçlarını ödeyebilmek için aynı şekilde onların da canlarını feda etmeleri gerekiyordu. Bu yüzden her dini ritüelde ve ayinde tanrılara insan kurban ediliyor onlarca insan ölüyordu. Bununla birlikte kurban olması için hiç kimse zorlanmıyor, kurbanlar gönüllü olarak tanrıya kurban edilmeyi seçiyorlardı.
Avrupa’nın Ortaçağ’ın karanlığında çırpındığı ve yeni yeni aydınlanmaya başladığı 15. Yüzyıllarda Aztek imparatorluğu Amerika kıtasında hüküm sürüyordu. Hâkim oldukları toprakların kültürü ve dini inanışları son derece ilkel ve dogmatik anlayışlara dayanıyordu. Aslında anlatıldığı gibi her dini ritüel kanlı insan ölümleriyle sonuçlanmıyor kimi zaman ayini yöneten rahip kendisini tanrıya kurban olarak sunuyor ve o kurban ediliyordu. Kimi zaman da farklı ritüellerle ayin tamamlanıyordu. Yani tamamen dini inanışın bir gereği olarak bunlar yerine getiriliyor, herhangi bir zorlama, zorbalık ve zulüm söz konusu olmuyordu.
Daha sonraki dönemlerde ise dini ritüellerin içerisine siyasi güç gösterileri de karıştığından Aztek ayinleri artık tamamen bir zulüm deryasına dönmüş oluyordu. Dönemin yöneticisi kendi iradesini ve otoritesini güçlendirmek için rakiplerini tanrı için kurban ediyor ve kurban edilen de inancı gereği herhangi bir ses çıkaramadan yok oluyordu. Ayrıca yine bu dönemden sonra tamamen asıl amaçları dışında kullanılmaya başlanan ayinler savaş esirlerinin yok edilmesi, suçluların cezalandırılması vb. amaçlar için kullanılmaya başlandı.
Bu çerçevede Aztek ayinlerinin durumu göz önüne alındığında dini inanışlardan siyasi faaliyetlere kayan bir durum söz konusuydu. Dini ritüeller cezalandırma aracı olarak kullanılıyor insanların inanışları için yaptıkları büyük fedakârlık suiistimal ediliyordu. Bu yüzden geçmişten bu güne kadar Aztek’lerin yapmış olduğu ayinler özellikle bilim adamları ve tarihçiler açısından ilgi görmüş, üzerine önemli araştırmalar yapılmıştır.
Hazırlayan : Cem Demirtay