Dünya genelinde özellikle Avrupa ülkelerinde oldukça fazla bin düşmanı eylemler ile karşı karşıya kalmaktayız. Haberleri açtığımız zaman Herhangi bir Müslüman İncil ya da Tevrat yakmıyorken Batı ülkelerindeki pek çok Hristiyan ve Yahudi toplumların gözleri önünde yüce kitabımız kur’an-ı Kerim’i hunharca yakmaktalar ve yırtmaktalar. Dünya genelinde pek çok Müslüman ülkesi olmasına rağmen batılı ülkelerin Bu çirkin ve küstah tavırlarından dolayı ne yazık ki yeterince sesiniz çıkmıyor. Sözde Medeniyetin beşiği olarak kendilerini gösteren ve her defasında Müslümanlara ve Müslümanlığa provokatif ve küstah eylemlerde bulunanlar elbette bunun karşılığını alacaklar.
Özellikle bazı ülkeler Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına ve tüm Medya önünde yanmasına büyük tepki göstermektedir bunu örnek olarak en başta İran’ı verebiliriz. İran’da Dış işleri Başkanlığı sözcüsü İsveç’te kur’an-ı Kerim yakıldığında İslami değerlere hakaret eden bu durumu sert bir dil ile adını dile getirmişti.
İran’dan sonra yine aynı şekilde tepkisini gösteren bir diğer ülke ise Irak olarak karşımıza çıkmakta. Irak’taki imamlar hatta kentin merkezine Kur’an-ı Kerim anıtının yapılmasını bile talep ettiler. Bundan sonra en büyük tepkiyi veren isimler Suudi Arabistan Lübnan Pakistan Yemen,Fas Kuveyt Azerbaycan Türkiye ve Senegal oldu. Üzülerek belirtmek istiyoruz ki bugün tüm dünyanın gözü önünde yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim medeniyet olarak adlandırdıkları Avrupa’nın göbeğinde oldukça rahat bir şekilde dini değerlerimize aykırı bir hareketle yakıp çalışıyorlar.
İslam dünyası ülkeleri her ne kadar bu saldırıyı kınasa da bu durum artık önüne geçilebilecek bir hal olmaktan çoktan çıkmış durumda özellikle İsveç’te haberlerde Cami önlerinde o kadar çok provokatif eylem yaparak Kur’an-ı Kerim aşağılık saldırganlık var ki. İsveç yönetimi bu saldırganları tekrar aşağılık hareketi yapsınlar diye serbest bırakıyor.
İşte bu bağlamda baktım İsveç yönetiminin yapmış olduğu açıklamalar bir hayli dünyayı endişe altında bırakıyor. Pek çok İsveç makamı ve İsveç yapılan dini değerlerimize aykırı davranışlarda ifade özgürlüğünün bulunacağı hususunda oldukça dikkat çeken açıklamalara imza atıyorlar. Elbette bizler bu aşağılık saldırıya kınamaktan başka herhangi bir şey yapamıyoruz. Fakat Avrupa genelinde camilerimizi arttırabiliriz. Camilerin ve dini değerlerin artması demek aynı zamanda beraberinde dini değerlerimize de saygı gösterileceğini ön gösteriyor. Bu bağlamda İslam ülkeleri devletlerinin yalnızca kınama mesajları yapmaları yetmiyor
gerek görüldükleri takdirde ki bu duruma kesinlikle var ülkeler arası dini müzakerelerin yapılması gerekiyor.
Yapılan Araştırmalara Göre Kur’an-ı Kerim’e En Fazla Saldırı İsveç’te Yapılıyor
yazımızın son bölümünde yapılan araştırmalar kapsamında yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik provakatif eylemlerin en çok nerede gerçekleştiğini açıklamak istedik. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik bütün alçakça ve küstahça eylemler Avrupa’nın göbeğinde İsveç’te yapılıyor. İsveç yönetimi ise bu duruma son derece sessiz kalıyor.Yüce kitabımıza saldıran kendini bilmez, densiz saldırganlar İsveç yönetimi tarafından önce basın önünde göz altına alınıyorlar ve daha sonra serbest bırakıyorlar. İşte durum böyle olunca İsveç makamlarının yapmış oldukları açıklamalar bir hayli tüyler ürpertiyor. İsveç makamları ülkelerinde sözde medeniyetin yer aldıklarını, sözde medeniyetin var olması ile birlikte ifade ve düşünce özgürlüklerini halkına sunduklarını dile getiriyorlar. Avrupa’nın ortasında saldırgan basın ve medya önünde yüce kitabımızı yakıyorlar ve daha sonrasında düşünce özgürlüğü çatısı altında sözde medeniyet sergisi gösteriyorlar. Bizler Müslüman ülkeleri olarak gereken ne ise en iyisini yapmalıyız. Gerekirse bu ülkeler ile ikili dini toplantılar ya da müzakereler gerçekleştirmekteyiz. Çünkü bu ülkeler aynı zamanda toplumlara da kötü örnek oluyorlar.