Başlıklar
ABD İçki Yasağı Dönemi Çok şaşırtıcı gelse de 1920-1933 yılları arasında Amerika Birleşik Devletlerinde alkol üretimi ve alkol tüketiminin yasaklandığı koca bir 13 yıl yaşandı ve bu dönem bugün bile etkilerinin hissedildiği İçki Yasağı yani Prohibition Era adıyla bilinmektedir.
Dünya tarihinde içki yasakları dönem dönem yaşanmıştır.
İslam ülkelerinde dini yasaklardan dolayı alkollü içecekler yani içki içmek haram olduğu için çoğu dönem yasalarla yasaklanmış, günümüzde net cezaları olmasada çoğu İslam ülkesinde dini değerler ve toplum yapıları itibariyle alkol tüketimi ve kullananlar, hor görülmüştür, ayıplanmıştır.
Ancak İslam ülkeleri haricinde tarihte ilk alkol yasağı Çin tarihinde Xia hanedanında görülür. Alkol yasağı terimi prohibisyonizm adıyla geçmektedir. Ardından geçtiğimiz yüzyılın başlarında Cihan Harbi öncesinde görülmeye başlanmıştır. Kanada’nın belli bölgeleri ve Faroe adalarında 1900 yıllarında yasaklar görülmüş ardından Birinci dünya savaşında Çarlık Rusya’sında alkol yasaklanmıştır. Yine İzlanda ve Norveç gibi ülkelerde de ilerleyen yıllarda alkol yasakları görülmüştür. Tabi bu yasakların bazıları kısmı ve belli alkollü içeceklere uygulanırken, 1. dünya savaşında Rusya’da komple alkol yasaklanmış ve bu yasak 1925 yılına dek sürmüştür. Tabi bu durum özellikle Sovyetler birliği döneminde tam terine dönüşmüş ve özellikle alkolü halka yaymak, onları komünist rejim sisteminde toplum mühendisliği ve bir nevi sarhoş tutarak değişen sistem içerisinde vatandaşları uyutmak için araç olarak kullanılmıştır. Öyle ki Sovyetler Birliğinde halk ekmek bulamadığı dönemde bile alkollü içkilere çok rahat ve ucuz ulaşabilmiştir.
- Önerilen İçerik: Amerika’yı Haraca Bağlayan Osmanlı
Peki bize garip gelse de ABD gibi bir ülkede nasıl oldu da alkol yasaklandı?
Aslında bu olayın temelinde yine dini temelli Hristiyanlık içi mezhep çekişmenin yattığı görülecektir. Avrupa aydınlanma döneminde Almanya’da Martin Luther önderliğinde Katolik mezhebine karşı ortaya çıkan ve özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde taraftar toplayan Protestanlıkta alkol ahlaki anlamda suç görülmekteydi.
Daha sonra özellikle İrlanda ve Almanya’dan Amerika kıtasına yoğun bir göç akışı olmuş, haliyle Protestanlık yeni ülke ABD de önemli bir mezhep haline gelmişti. Bugün bile çekişmenin etkisinin görüldüğü Katoliklerde ise özellikle şarap kiliselerde dini ritüellerden biri olarak kullanılmaktaydı. Zaten yazımızın konusu olan ABD içki yasağı döneminde en çok etkilenenler Katolik İtalyanlar ve yine onlar kadar koyu Katolik olan Latin kökenli Amerikalılar oldu.
- yüzyılın başlarında Amerika Birleşik Devletlerinde alkol tüketimi daha çok aile içi ilişkilerin bozulmasında, toplumunun ahlaki çöküntüsünde en önemli sebep olarak görülmeye başlanmış ve alkol karşıtı gruplar ortaya çıkarak özellikle siyasette güç kazanmaya başlamışlardı.
Sağlıkçılar ve o dönem yeni ortaya çıkmaya başlayan feminist örgütler, bu alkol karşıtı gruplar tarafından etkilenmiş ve özellikle kadınlara seçme hakkı verilmesi yönünde çalışmalar yapan örgütlerde, alkol karşıtı kampanyalara destek vermeye başlamışlardı.
- İlginizi Çekebilir: İşgal Fotoğraflarından Sansürlenen ABD
Bir Sarhoşun Bıçaklaması Amerika’nın Tarihini Değiştiriyor
1869 Ohio doğumlu Wayne Wheeler, ailesi ile birlikte çiftliklerinde yaşamaktayken bir gece geçici işçilerden biri sarhoş olur ve kendilerine iş veren Wheeler ailesi ile kavgaya tutuşur. Bu kavga sırasında sarhoş işçi Wheeler’i yaralar.
Yaşadığı bu travma Wheeler de alkolün suçlu olduğu fikrinin uyanmasına vesile olur ve gençlik döneminde de ateşli Protestan rahiplerin vaazlarından etkilenen Wheeler, 1903 yılında o dönem ABD’nin önemli lobilerinden biri olan Anti Saloon Leauge de başkan vekilliğine yükselir.
Wayne Wheeler’in öncülüğü yaptığı grubun baskısına 1. Dünya Savaşı sonrası artan Alman düşmanlığı da eklenir. Çünkü Alman asıllı Amerikalılar içki üretiminde başı çeken bir gruptu. Bu durup içki karşıtlarında propaganda malzemesi olaraktan kullanıldı ve oldukça etkili oldu. Hatta müttefikleri İngiltere’nin Başbakanı Lylod George Almanya, Avusturya ve içki ile savaşıyoruz demiştir savaş yıllarında. Dahası pek çok eyalette içki yasağı Anayasa ile yasaklanan kadar yani 1919’a kadar 28 eyalette içki yasağı vardı. Sosyal demokratlar, Cumhuriyetçiler ve Protestanların yoğun desteği ile ABD senato içki yasağı teklifinde bulundu. Başkanın vetosuna rağmen 16 Ocak 1919 günü ABD Anayasasında 18. Değişiklik yürürlüğe girdi ve alkol yasaklandı. Bu yasak daha çok bilinen ismiyle Voldstead Act resmi olarak 17 Ocak 1920 günü faaliyete girdi.
İçki yasağı ile birlikte yoğun propaganda faaliyetlerine girildi ve imha edilen alkoller, göllere dökülen içki hammaddeleri gazeteleri süslüyordu. Fakat yasak konulsa da yasağı uygulamada denetimi sağlayacak polis ve görevli sayısı yetersizdi. Bir anda kaçakçılık ve mafyanın eli güçlenmeye başladı. Özellikle ünlü İtalyan Mafya lideri Al Capone gibi gizli örgütlerin etkisi, ülke çapında artmaya başladı.
İlerleyen yıllarda alkol kaçakçılığı yükselirken mafyalar kaçak içkinin yanı sıra esrar ve eroin gibi uyuşturucuları da piyasaya sokmaya başladılar ve halk daha da bağımlı hale geliyordu. 1926 yılında alkol yasağının uygulanması zorlaşıyordu. Ülkede denetimde olan yasak bürosunun aklına parlak bir fikir geldi. Niye bu alkolikleri temizlemiyoruz?
Kaçak alkol üreticileri hammadde olarak endüstriyel alkol kullanıyordu. Yasak bürosu da bu endüstriyel alkolün içine zehir katma düşüncesini hayata geçirdi ve bu zehirli hammaddeden yapılan kaçak alkol nedeniyle bu dönemde yaklaşık 50.000 kişi hayatını kaybetti. Ölümler sebebiyle suçlanan Yasağın başkahramanı Wayne Wheeler ölenlerin kaçak içkiyi bilerek içip intihar ettiğini öne sürüyordu.
Bunların üzerine birde 1929 büyük buhran yaşanınca alkol yasağı üzerinde baskılar azalmaya başladı. 23 Mart 1933 günü yeni başkan Roosevelt, Cullen Harrison Act’ı imzalayarak 18. Anayasa değişikliğini iptal etti ve alkol yasağı resmi olarak yürürlükten kalkmış oldu.
ABD alkol yasağı tamamen başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Aile yapısının güçleneceği düşünülürken özellikle ilk yasak yılında suç sayısı yüzde 24 artmıştı. İçki yasağı döneminde evlerde gizli içki yapımı ya da kaçak içki satışları tavan yapmış, yasak olmasına rağmen içki tüketiminde azalma yaşanmazken, ters etki yapmıştır. Moonshine adı verilen ev yapımı viskiler küvetlerde yapılmaya başlarken, yasak öncesi bira gibi düşük alkollü içkilerin yerine insanlar daha sert içkiler tüketerek çabuk sarhoş olma ve alkolün etkisine daha kolay ulaşmayı tercih etmişlerdir. Hatta polis baskınlarında yakalanmamak için meyve suyu içeren kokteyllerin bu dönemde icat edildiği ve popülerleştiği öne sürülür.
İçki yasağı Amerika Bileşik Devletlerinde yaşayanları kökten etkilemiştir. Tam 13 yıl sürmüş ve bugün bile pek çok kitap, film ve diziye konu olmuştur. ABD başkanı Roosevelt’in seçimi kazanmasının en önemli etkilerinden birinin içki yasağını kaldırma vaadi olduğu öne sürülmüştür. ABD mafyası kaçak içki yapımı ve satışından öyle paralar kazanmıştır ki alkol yasağının devam etmesi için siyasilere yüklü rüşvetler verdiği iddia edilir.
Bir dönem alkol ABD’de yasaklansa da aslında sanılanın aksine günümüzde dahi ABD’de alkol, eyaletler arası farklılık gösterse de oldukça sıkı denetimde olan bir üründür. Çoğu eyalette alkol satışı ile ilgili saat sınırlaması bulunmakla birlikte, ABD bugün 21 yaş sınırlaması ile yasa gereği gençlere alkole başlama yaşına en geç yaşta izin veren ülkelerden biridir. Bu katı kuralların temel sebebi toplum ve aile yapısının korunması yer almaktadır.
Alkol yasağı ve içkinin tümüyle yasaklanması, bugün bile kısıtlamalar getirilmesi konusunda bir Hristiyan ülkesi olarak ABD yerine ülkemizde benzer bir kısıtlama gediğinde yaşanacak tartışmaları bir düşünsenize…