Gezi Parkı ve Topçu Kışlası ardındaki tarihi gerçekler

13.03.2014
2.921
A+
A-
Gezi Parkı ve Topçu Kışlası ardındaki tarihi gerçekler

 

Taksim’deki Gezi Parkı’nın yerine Topçu Kışlası yapılması projesi önce saf ”ağaçlar sökülmesin” eylemleri ile başladı. Ancak bu eylemler hükümet karşıtı büyük eylemlere dönüştü. Peki nedir bu Gezi Parkı ve Topçu Kışlası rekabeti? Rekabet demek yalnış olmaz çünkü 1940 yılında Topçu Kışlası yıkılarak yerine aynı yerde Gezi Parkı inşaa edilmişti. 2013 yılında da Gezi Parkı yıkılarak yeniden Topçu Kışlası inşaa edilmek isteniyor. Ancak bunun için yapılan eylemler dış güçlerinde etkisiyle büyük hükümet karşıtı eylemlere dönüştü. Peki nedir bu işin sırrı? Topçu kışlasının kuruluşundan günümüze tarih incelendiğinde bu inatlaşmanın nedenlerini anlayabilmek mümkün…

Topçu Kışlası 1803 – 1806 yılları arasında bugün Gezi Parkı’nın yer aldığı, o zamanlar ise Müslüman ve Ermeni mezarlığının bulunduğu geniş bir çayırlık içersine Padişah 3. Selim döneminde Kirkor Balyan isimli mimar tarafından yapılmıştır.

Topçu Kışlası 31 Mart vakası’na kadar sessiz sakin bir yer gibi görünürken 31 Mart Vakası’nda 13 Nisan 1909’da bu kışladaki Avcı Taburu’na bağlı askerler subaylarına karşı ayaklanarak ülkenin şeriat kurallarına göre yönetilmesini isterler. İşte bu sırada bu isyanı bastırmakla görevlilerinden birisi de  2. Süvari Fırkasının kurmayı; aynı zamanda Topçu Kışlasını 1940 yılında yıkılması emrinide verecek olan İsmet İnönü’dür. İsmet İnönü için 31 Mart Vakası hafızasında büyük bir yer edinmiş olacak ki Ulu Önder Atatürk vefat ettikten sonraki ilk icraatlarından birisi Topçu Kışlasının yıkım emrini vermek olmuştur. 1940 yılında 135 yıllık tarihi eser konumundaki bu eseri o zamanın istanbul Valisi Lütfi Kırdar’a yıkılması emrini acımadan veren ve 31 Mart olaylarının intikamını o zamanki askerler yerine tarihi eser olan binadan alan İsmet İnönü, buraya kendi heykelininde olacağı bir park yaptırma kararı almıştı. Oysa ki Türkiye’nin ilk Stadyumu olarakta kullanılan bu kışlanın devasa avlusuna Topçu Kışlası binasına hiç dokunmadan da bir park yaptırabilirdi. Parkın adı İnönü Gezisi olacak ve Milli Şef adında İsmet İnönü heykeli dikilecekken Ulu Önder Atatürk’ü sevenlerin tepkisinden çekindiği için parkın adını Gezi Parkı olarak değiştirdi. Milli Şef heykeli yerinede dünyanın en anlamsız heykeli olarak görülen Kasatura Heykeli kondurdu. Heykel uzun süre burada kaldıktan sonra yıkıldı. Milli Şef adındaki İnönü heykeli ise taksim meydanındaki Atatürk heykelini gölgede bırakacağından, doğacak tepkilerden korkulduğu için uzun süre bekletildi ve 1950 yılında Maçka’daki Taşlık Parkına yerleştirildi.

Günümüze kadar gelen Gezi Parkı Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından yıkılarak yeniden Topçu Kışlası yapılmasına karar verildi. Erdoğan’ın buradaki amacı tamamen İsmet İnönü’nün Osmanlı’dan kalan tarihi eseri yıkmasına bir tepki ve bu esere ve Osmanlı Mimarisine bir saygı olması amacı gütmekteydi. Ancak Gezi parkındaki ağaçların sökülüp başka yere dikilmesini bahane edenler bundan 73 yıl önce sırf 31 Mart vakasında şeriat yanlılarının tepki merkezi olduğu için hırsını tarihi binadan alanları unutmuştu. Osmanlı Mimari Tarihini yansıtan bu binayı yıkarak yerine ağaç dikenler unutulmuş, bu ağaçları hiç etmeden söküp başka yere dikecek olanlara büyük tepkiler gösterip, dış güçlerinde etkisiyle ülke çapında hükümeti istifaya çağırma propagandasına dönüştürdüler.

Topçu Kışlası ve Gezi Parkı’nın tarihsel rekabetine bakıldığında olayın aslında ne ağaç ve park olduğu asıl amacın gelişen ve büyüyen Türkiye’yi baltalamak isteyen dış güçlerin bir oyunu olduğu açıkca ortada. Direnen Gezi Parkı değil biz olmalıyız. Diren Türkiye bu oyuna gelme!  Güçlü Türkiye’den rahatsız olanlara inat diren!

tarihigercekler
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.